27 Haziran 2014 Cuma

Kırık Dökük Birkaç Monolog 8

Bazen her zamankinden daha fazladır "dünya ağrısı".
İnsanlara ve hayata olan inancın, güvenin kan kaybeder. İnsanları anlamadığını düşünürsün.
Bazen her zamankinden fazladır o "ağrı".
İçinde bir boşluk, kaybolmayacak sanırsın. Gitmeyecek bir yere. Kaybolur sonra, alışırsın.
"İnsan her şeye alışır." Ağrının şiddeti azalır.
Kimse kimsenin hayatına "değemiyor" diye düşünürsün. Kimse kimsenin hayatına çivi çakacak kadar yakın olamıyor.
Alışacaksın.
Boşluk belirsiz hale gelecek.
"Ağrı" azalacak.

Not: "Dünya ağrısı" ifadesi Ayfer Tunç'a ait. Muhteşem son romanının ismi aynı zamanda.

Fısıldadıklarım 5

Önce babam gitti o mel'un hastalıktan, bir yıl sonra da "şair ceketli çocuk" Kazım Koyuncu. Her gidenle biraz daha azaldı dünya.
Yılların, rakamların bir önemi yok ama biri 43 yaşındaydı, biri 33.
Kalanlar tutmak zorunda kalıyor çeteleyi.
Gidenlere ne olduğu şimdilik muamma.

Kazım Koyuncu'nun müziğiyle ne zaman tanıştım, tam olarak hatırlamıyorum. Gülbeyaz dizisi dönemiydi sanırım. Belki on kere izlemişimdir bu diziyi. Gülbeyaz ve Kadir'in aşkı gibi sahici aşkları göremedik sonra ekranlarda. Dizide Kazım Koyuncu sık sık şarkı söylerdi. Kadir bunalınca sahile iner, biralar gazete kağıtlarına sarılır ve başlanırdı şarkıya: "Ben seni sevdiğimi dünyalara bildirdim."

Sonra sonra tam bir Karadeniz kültürü sevdalısı olunca Kazım Koyuncu hayranlığım daha da arttı. Üstelik sadece iyi müzikler yapan bir müzisyen değildi o. Kendi bölgesinin sorunlarıyla ilgilenen, çözüm yolları arayan, duyarlı, insancıl bir adam. Kendi deyimiyle önce "devrimci". Sanatçı kavramının altını tam anlamıyla dolduran bir genç müzisyen.

Ne çok üzüldüm hastalığını duyunca ve ne de çok ağladım o gidince. "İşte gidiyorum. Hiçbir şey almadan, bir şey vermeden..." demişti. Bir gidiş daha yalın nasıl anlatılabilir ki?

"Didou Nana" en sevdiğim parçası olsa da her zaman dinleyemem. İnsanı hüzünlere gark eden bir ezgisi var. "Dido" sevgili demekmiş ama ben bu parçayı hep gidenlerin arkasından söylenen bir ağıt gibi dinliyorum.
"Tsira, Asiye, Koyverdun Gittun Beni" türküleri ayrı güzeldir.

Tabii sadece hüzünlendirmez bizi Kazım Koyuncu müziği. "Ella Ella, Uy Aha, Fadime, Ncais Birapa" size bol miktarda adrenalin sağlayacak eğlenceli türkülerdir, ne anlattıklarını tam bilemeseniz de hissedersiniz. Bir de bir şey itiraf edeyim canım sıkılınca açarım bu coşkulu türküleri, eşlik ederim. Lazca bilmesem de iyi uydururum. Size de iyi gelecektir, bir deneyin.

Kazım Koyuncu'yu anmak için bir şarkıyla bitireyim. Belki biraz azalır can sıkıntımız: