23 Ocak 2013 Çarşamba

Madde mi ağır manâ mı?

Yazar Metin Kaçan'ın sorduğu bu sorunun cevabını şimdilik veremiyoruz. Kendisi maddenin ağırlığına dayanamayacak hale gelmiş olmalı ki manâ alemine gitmeye karar verdi.

Ölüm haberini alınca üzüldüm. Sanırım 90'lı yılları düşününce aklımıza gelen ilk şeylerden biri Müjde Ar ve Okan Bayülgen'in müthiş oyunculuklarıyla döktürdükleri Ağır Roman filmidir. O filmin kitabı da varmış diyerek dizisi ya da filmi çekilen kitapları sonradan keşfeden bir milletiz ama sanırım çoğu kişi bu romanın varlığından haberdardır. Filmi izledikten sonra uzun süre etkisinde kalmış ve kitabı da okumuştum. Orta sonda ya da lisedeydim sanırım. Kitabın üslubu ve yazarın anlattığı dünya bana bir hayli ağır gelmişti. Yıllar sonra yeraltı edebiyatına ilgi duyup bu türün dünyaca ünlü yazarlarını okuyunca ve edebiyatla akademik düzeyde de ilgilenmeye başlayınca romanın edebiyatımızdaki önemini daha iyi anladım. Gıli Gıli'si, Gaftici'si, Tina'sı ve Salih'iyle tüm Kolera sakinleri başta bir dünyanın diliyle konuşuyorlardı ve Kaçan'ın dünyası tamamen yerli ve mahalliydi. Okuduğum kitaplar arasında argoyu bu kadar yerinde ve güzel kullanan başka bir romana rastlamadım. 

Metin Kaçan'ın ölümünden sonra edebiyatımıza kattıkları değil, kişiliği ve eylemleri üzerine konuşuldu daha çok. Sosyal medyada yapılan yorumlar beni çok rahatsız etti. Biz ölülere bile saygısı olmayan insanlara dönüşmüşüz meğer. İnsanlar bilgi sahibi olmadıkları bir konuda bile konunun uzmanıymış gibi ahkam kesebiliyorlar. Aslında Metin Kaçan'ın tecavüz suçundan yargılandığını, hüküm giydiğini ve davanın tam bir sonuca bağlanamadığını intiharından sonra yazar hakkında yapılan yorumları okurken öğrendim. Yazarların yaşamlarına ilgi duyarım aslında ama 1995'te yaşanan bu olayı duymamışım. 

Yapılan yorumlarda büyük bir yazardı, Kolera onsuz öksüz kaldı diyerek Metin Kaçan'ı göklere çıkaranlar olduğu gibi dünya bir pislikten, tecavüzcüden kurtuldu diyerek etmedikleri hakaret bırakmayan insanlar da vardı. Bu yorumları okurken yazarın yaşamının ve kişiliğinin eserlerinin önüne geçip geçmeyeceğini düşündüm. Eğer iddia edildiği gibi Metin Kaçan bir tecavüzcü olsaydı Ağır Roman'ı sevmeyecek miydim? Hayır bence Kaçan'ın kişiliği Ağır Roman'ın büyük bir eser olarak adlandırılmasını engellemez. Kişilik olarak bir yazara ya da şaire saygı duymayabilirim, ideolojisini ve dünya görüşünü benimsemeyebilirim. Zaten edebiyat tarihinde bize bunu düşündüren ilk yazar da Metin Kaçan değil. Edebiyatta kişisel görüşlerin ve beğenilerin eserin değerlendirilmesini ne yönde etkilediği tartışılan bir mesele. 

Sonuçta Metin Kaçan kendi isteğiyle bu hayattan gittiği için hakkındaki gerçeği tam olarak bilemeyeceğiz ancak yazarın romanının adı gibi ağır bir yaşam yaşadığı görülüyor. Adını arama motoruna her yazdığınızda yazar kimliğinden önce tecavüzcü kelimesinin gelmesi büyük bir travma olsa gerek. Yazmak ağır bir yük bazıları için. Sanırım Kaçan kendi türünde tek ve büyük bir roman yazarak bu yükü taşıdı ve yazı onun laneti oldu. Yazmak onu mutlu etmedi. Yazarın birkaç eseri daha var ama hiçbiri Ağır Roman'ın önüne geçemedi. Yakınları büyük bir dehaya sahip olduğunu, sürekli yazdığını ama yazdıklarını yakıp yok etmeyi seçtiğini, aslında yazacağı pek çok şey olduğunu söylüyor. Maalesef ki özgün bir anlatı dünyası olan bu yazarı daha çok tanıyamadık. Ölüsünü bile rahat bırakmadık, arkasından söylenmeyen şey kalmadı. 

Son sözüm konuşurken çok cesur olamayıp klavyelerinin başına geçince herkese her şeyi söyleyebileceklerini sanan ergen sosyal medya kullanıcılarına: putlaştırdığınız sanal dünyanız gün olur sizin de bir açığınızı yakalar, biz de o zaman anlayıp dinlemeden sizi tek bir sözcükle yaftalarız. Nasılsa şimdilik hepimiz ölümüne kadar hayattayız. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder