1 Mayıs 2013 Çarşamba

Bir Haymatlosun Güncesi 2

Bazen kendimi Oğuz Atay'ın "Unutulan" isimli öyküsündeki kişiye -tavan arasında unutulmuş ve günlük hayatın koşturmacası içinde kimse tarafından hatırlanmayan kahraman- benzetiyorum.

Birileri tarafından unutulmak ya da hatırlanmamak çok önemli mi bilmiyorum ama biri var ki beni unutmasın istiyorum. Herkes unutsun, bir tek o hatırlasın. Arada bir halimi hatırımı sorsun, başka insanlara karşı sarf ettiği güzel cümleleri benim için de kursun, kendini anlatsın bana. Çocukken en çok hangi oyunu oynardı mesela? Kahvesini süt tozuyla mı içer sade mi? Konuşurken en çok hangi yazardan alıntı yapar, başucu kitabı hangisidir? Çok şey istemiyorum ki ben aslında. 

Onun beni unuttuğu her gün için bir şeyler karalayacağım kağıtlara. Sonra bir gün hatırladığında -olur da hatırlarsa- göstereceğim bütün yazdıklarımı. Senin kadar iyi yazamıyorum ama bak ben de harflere dökerek paylaştım sana anlatamadıklarımı diyeceğim.

Unutulan olmak istemiyorum ben, lütfen yarın beni unutma...


                                                                                                                                               Mayıs 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder