Kim ne derse desin Gezi olayları süresince işini en iyi yapan gazetecilerden biri Ayşe Arman oldu. Direnişi destekleyenlerle de direnişin karşısında olanlarla da konuştu, konuşmaya devam ediyor. Beni en çok başına gaz kapsülü isabet ettikten sonra felç geçiren Lobna Allami'nin kardeşiyle yaptığı röportaj etkiledi. Lobna Allami; ODTÜ Felsefe mezunu, hayat dolu, güzel, genç bir kız. Ama 31 Mayıs'ta yaşadıklarından sonra hayatı bir anda değişti. Hayatta her şey ne kadar da pamuk ipliğine bağlı. Bir anda kendinizi bambaşka bir hayatın içinde bulabiliyorsunuz. Hayat dolu biriyken siz, hayatınızı elinizden alabiliyorlar. Maalesef ki Türkiye'de insanın başına her an bir şey gelebilir.
Lobna'nın kardeşi ablama bebeğim gibi bakıyorum diyor. Kızkardeşi olanlar bilir. Kardeşler arasındaki bağ, erkek kardeşlerinkinden çok daha derindir. Benim de bir ablam var. Kızkardeşiniz en yakın arkadaşınız oluyor aynı zamanda. Kişiliklerinizin farklılığına rağmen onun varlığı sizin en büyük gücünüz oluyor hayatta. Bu yüzden Lobna'nın anlattıklarından çok etkilendim."Sözün bittiği yer" cümlesinden hoşlanmam ama Lobna ve ailesinin yaşadıkları karşısında söylenecek çok fazla şey kalmıyor. Biz onların acısını hissedebiliriz belki ama ateş en çok düştüğü yeri yakıyor. Bu memleket hayat dolu gençlerini en güzel çağlarında harcadı. Harcamaya da devam ediyor. Üstelik o gençlerin ailesinden baş sağlığı dilemeyi bile onuruna yediremiyor.
Merak edenler röportajı şuradan okuyabilir: http://www.hurriyet.com.tr/pazar/23669267.asp
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder