13 Kasım 2010 Cumartesi

İncilâ'nın Küçük Dünyasını Anlatır Karalamalardır









Sarı rengi hiç sevmeyen İncilâ'nın bugüne kadar sarı renkli herhangi birşey giydiği hiç görülmemiştir. İncilâ, sarı sarı giyinmiş; bir de cafcaflı, simli çanta takmış hemcinslerine uzaylı görmüş gibi bakar. Hiçbir zaman onlar gibi süslü olamayacağını düşünür. Yine de mutludur görüntüsünden. Kendi gibidir çünkü o. İncilâ'nın kendisine özgü bir giyim tarzı vardır. Rahatlığı seven İncilâ, spor ayakkabı giyer her daim. İncilâ'nın küçücük dünyasının tarihinde üç kez topuklu ayakkabı giydiği görülmüştür: 1) Mezuniyet töreninde. ( Arkadaşları ısrar ettiği için mecburen) 2) Ağabeyinin düğününde. ( Aaa, hiç topuklu ayakkabı giymeden olur mu İncilâ? Sen damadın kardeşisin. Bütün gözler senin üzerinde olacak. Bakarsın bir kısmetin falan da çıkar ayol.) 3) Aşık olduğu ilk adamla çıktığı akşam yemeğinde.( O gün İncilâ'nın tarihinde pek çok ilk yaşanmıştır. İncilâ; fırfırlı, siyah mini bir elbise giymiş; kırmızı ruj sürmüştür. O akşamdan sonra İncilâ'nın kırmızı ruj sürdüğü görülmemiştir.)

İncilâ'nın en sevdiği renk mordur. Asaletin, zarafetin rengidir mor. Aynı zamanda romantizmin ve tutkunun. İncilâ, romantik bir kızdır ve onun büyük tutkuları vardır. Bugün de mi morardın diye soran zevzeklere inat yedi günün dördünde mor renkli kıyafetler giyer. Haftanın üç günü ise turkuaz, gül kurusu ve siyaha ayrılmıştır. Sürekli aynı renkleri giymesinin takıntılı kişiliğini ele verdiğini söyleyenler çoğunluktadır. Haksız da sayılmazlar aslında. Pek çok takıntısı vardır İncilâ'nın. Bu durum onun anormal biri olarak algılanmasına neden olmuştur. Çok da umurunda değildir onun. Herkes bu kadar normalse eğer o, anormal olmayı tercih eder.

1 yorum: